Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın çıkış zamanı
Hz. Mehdi (as) Hicri
1400'de, yani bu yüzyılda çıkacaktır
1. Her
yüzyılda bir müceddid gelecektir. Hicri 1400'de gelecek olan ise ahir zamanın
büyük müceddidi Hz. Mehdi (as)'dır
Peygamberimiz
(sav)'den rivayet edilen hadislerde, büyük ehli sünnet alimi Ebu Davud
Hazretleri'nin Sünen-i Ebu Davud isimli eserinde, İmam Rabbani Hazretleri'nin
Mektubatı'nda yer alan hadislerde ve Hicri 1300'ün müceddidi olan son bin yılın
en büyük alimi ve müceddidi olan Said Nursi Hazretleri'nin Risalelerinde her
yüzyılda İslam dinini bidatlerden ayıracak bir kişinin geleceği bu kişi
vesilesiyle İslam ahlakı ve fazileti ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinin
canlandırılacağı haber verilmiştir.
Peygamberimiz
(sav) hadislerinde özellikle Hicri 1400'ü Hz. Mehdi (as)'ın zuhur vakti olarak
bildirmiş ve bu dönemden itibaren insanların Hz. Mehdi (as) etrafında
toplanmaya başlayacaklarını söylemiştir. Üstad Hazretleri ise yaşadığı Hicri
1300'den yüz yıl sonra Hz. Mehdi (as)'ın geleceğini ve dünyaya hakim olan zulüm
sistemini dağıtacağını söylemiştir.
Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah (S.A.V.) şöyle
buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah HER YÜZ SENENİN BAŞINDAşu
ümmetin dinini bidatten (dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak,
yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir. (Sünen-i Ebu Davud, 5/100)
HER YÜZ SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BİR
MÜCEDDİD GELECEK ve
şeriatı (Kuran ahlakı ve fazileti ile Peygamberimiz (s.a.v.)'in sünnetini) ihya
edecektir (canlandıracaktır). (Mektubat-ı Rabbani, 1/520)
Ashab-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in Müstedrek'inde ve Ebu
Dâvud'un Kitab-ı Sünen'inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahric
buyurdular (meydana koydular): "HER
YÜZ SENEDE BİR, CENAB-I HAK BİR MÜCEDDİD-İ DİN (DİNİ YENİLEYEN) GÖNDERİYOR..."(Barla Lahikası, s. 119)
Üstad
Said Nursi Hazretleri, Barla Lahikası'nda Hicri 1200'ün yani 12. asrın
müceddidinin Hazreti Mevlana Halid olduğunu bildirmiştir.
"HER
YÜZ SENE BAŞINDA dini
tecdid edecek (yenileyecek) bir müceddidi (yenileyiciyi) gönderiyor"
müjdesinin ihbarına (verdiği bilgilere) muvâzi (uygun) olarak HAZRET-İ
MEVLANA HALİD -ekser
ehl-i hakikatin tasdikiyle (din alimlerinin büyük bir çoğunluğunun
onaylamasıyla ve ittifakla)- 1200 senesinin yani ON
İKİNCİ ASRIN MÜCEDDİDİDİR. (Barla Lahikası, s. 120)
Mevlana
Halid-i Bağdadi Hicri 1193 (Miladi 1779) yılında doğmuş, Hicri 1242 yılında
(Miladi 1827) vefat etmiştir. Bu mübarek insan, İslam alimlerinin büyük
çoğunluğunun ittifakıyla, Hicri 12. ve 13. yüzyıllar arasındaki müceddiddir.
Üstad Said Nursi Hicri
1300'lü Yılların Müceddididir
Mevlana
Halid Hazretleri'nin Hicri 1200'ün müceddidi olduğunu belirtmesinin hemen
ardından da, tam yüz sene sonra yani Hicri 1300'de ise Bediüzzaman Said Nursi
kendisinin ve eserlerinin bir müceddid görevinde hizmet vermiş olduğunu çok
açık bir şekilde ifade etmiştir:
Madem TAM YÜZ SENE SONRA aynen dört cihette (yönde) tevafuk
ederek (tam uyarak) RİSALE-İ NUR ECZALARI (BÖLÜMLERİ) AYNI
VAZİFEYİ GÖRMÜŞ... Kanaat verir ki -nass-ı hadis ile (hadisin
şüpheye yer bırakmayan ifadesi ile)- Risale-i Nur tecdid-i din (dini yenileme)
hususunda BİR MÜCEDDİD HÜKMÜNDEDİR. (Barla
Lahikası, s. 121)
BEDİÜZZAMAN HZ. MEHDİ
(AS)'IN HİCRİ 1400'DE ZUHUR EDECEĞİNİ BİLDİRMİŞTİR
Şimdi
hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer
sayılsa BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK
ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDİ (AS)'IN ŞAKİRTLERİ (TALEBELERİ) OLABİLİR.(Şualar, s. 605)
İSTİKBAL-İ
DÜNYEVİYEDE (dünyanın
geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ asırlarında karib (yakın)
zannetmişler. (Sözler, s. 318)
Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın
mukadderatına (kaderine) nazar eden (göz atan) Hutbe-i Şamiye'deki
hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet (müsbet ilimler
ve sanat, ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini
(medeniyetin iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o
dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını (hakikati
araştırma meyli) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan sevgisini) o dokuz
düşman taifesinin cephesine göndermiş,inşaAllah
YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek. (Hutbe-i Şamiye, s. 25)
YETMİŞ
BİRDE FECR-İ SADIK (tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah
vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib
(sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ
KIRK SENE SONRA FECR-İ SADIK (fecr-i kazibden sonra yayılmaya başlayan
ikinci aydınlanma) ÇIKACAK. (Hutbe-i Şamiye, s. 23)
1371 + 30 = 1401 = 1981
1371 + 40 = 1411 = 1991
... Bu
hakikatdan anlaşılıyor ki; SONRA GELECEK O MÜBAREK ZAT RİSALE-İ
NUR'U BİR PROGRAMI OLARAK NEŞR VE TATBİK EDECEK (yazma ve dağıtma yoluyla yayacak ve
uygulayacak). (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 9)
O İLERİDE
GELECEK ACİB (şaşılan,
hayret uyandıran, benzeri görülmeyen) ŞAHSIN bir HİZMETKARI ve ONA YER HAZIR
EDECEK BİR DÜMDARI (yardımcı kuvveti) ve O BÜYÜK KUMANDANIN PİŞDAR BİR NEFERİ
(önden giden bir askeri) olduğumu zannediyorum.(Barla Lahikası, s.162)
TA AHİR
ZAMANDA HAYATIN
GENİŞ DAİRESİNDE (dünya çapında) ASIL SAHİPLERİ, YANİ MEHDİ VE ŞAKİRTLERİ
(talebeleri) CENAB-I HAKK'IN İZNİYLE GELİR, O DAİREYİ
GENİŞLETİR ve O TOHUMLAR SÜMBÜLLENİR. BİZLER DE KABRİMİZDE SEYREDİP ALLAH'A
ŞÜKREDERİZ. (Kastamonu Lahikası, s. 99)
Şimdi
hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer
sayılsa BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK
ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDİ'NİN ŞAKİRTLERİ OLABİLİR." (Şualar,
1. Şua, s. 605) (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sf. 90)
(Bediüzzaman 1. Şua'yı 1936'da yazdı)
Bu zamanda
öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için,
faraza HAKİKİ BEKLENİLEN VE BİR ASIR SONRA
GELECEK O ZAT (Hz. Mehdi (as)) dahi bu zamanda gelse... (Kastamonu
Lahikası, s. 57)
Hz.
Mehdi (as)'ın Hicri 1400'de zuhur edeceğini bildiren bir hadis Peygamberimiz
(sav)'den şöyle rivayet edilmiştir:
İnsanlar
1400 senesinde Hz. Mehdi (as)'ın yanında toplanacaklardır. (Risaletül
Huruc-ül Mehdi, s. 108)
İmam
Rabbani Hz. Mehdi (as)'ın, Peygamberimiz (sav)'in vefatından 1000 (bin) sene
geçtikten sonra, "bin ile ikinci bin yıl
arasında" geleceğini
bildirmektedir:
Ancak
beklenen odur ki; aradan bİn sene geçtİkten sonra bu saklı devlet tecid edile
(yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla... Böylece
kemalatin (faziletlerin, mükemmelliklerin) aslı zuhur edip onun zilletini
örte.. Ve yüce bağlILIğa değer veren Mehdİ
gelsİn. Allah
ondan razı olsun. (Mektubat-i Rabbani, 1/569)
Kuran
hükümlerinin kuvvetlendirilmesi, milleti yenilemesi bu İKİNCİ
BİNDEDİR. Bu
davanın doğruluğuna adil şahid: Hz. İsa (as)'ın HZ.
MEHDİ (AS)'IN BU BİN İÇİNDE VAROLUŞLARIDIR. (Mektubat-ı
Rabbani, c.1, s. 611)
Resulullah
(sav)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (sav)'in
irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN
BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, HZ. MEHDİ (AS)'IN GELİŞİ DE BUNUN İÇİNDİR. Onun mübarek kudümünü (gelişini),
Hatem'ür-rüsül Resulullah (sav) müjdelemiştir. Hz. İsa (as) dahi aradan bin
sene geçtikten sonra nüzul edecektir (inecektir). (Mektubat-ı
Rabbani, c.1, s. 440)
Peygamber
Efendimiz (sav)'in vefatının ardından bin sene geçtikten sonra ikinci bin
yılına girilir. İmam Rabbani Hazretleri'nin yukarıdaki izahlarına göre,
inşaAllah Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as), bu bin ile ikinci bin yıl arasında
geleceklerdir. Mehdi (as)'ın ikinci binde geleceği konusunda son derece açık ve
kesin ifadeler kullanmıştır.
Hz.
Mehdi (as), Hicri 1400'de zuhur edecek olan ahir zamanın büyük müceddididir.
Allah, nasıl her Hicri yüzyıl başında İslam ahlak ve faziletini yenilemek ve
hak dini bidatlerden arındırmak için bir müceddid göndermiş ise içinde
yaşadığımız Hicri 1400'de de her zaman olduğu gibi mutlaka bir hidayet önderi,
bir kutb-u azam, veli bir kişi gönderecektir. Bu kişi Müslümanlara yüzyıllardır
yaşadıkları sıkıntı, zorluk, acı ve zulümleri unutturacak, tüm insanlığa huzur,
barış, mutluluk, adalet, hakkaniyet, sevgi ve kardeşlik getirecek olan Hz.
Mehdi (as)'dır. Ancak Hz. Mehdi (as) diğer yüzyıllarda zuhur eden
müceddidlerden farklı olarak ahir zamanın Büyük Mehdisi olacak ve deccaliyetin
en şiddetli olduğu böyle bir dönemde bütün zulüme dayalı sistemleri, batıl
inanç ve felsefeleri fikren yerle bir edecektir.
2. Hz.
Mehdi (as) Hicri 1400'de zuhur etmesinin ardından hemen tanınmayacaktır. Tam
olarak tanınması yaklaşık 40 yılı bulacaktır.
Hz.
Mehdi (as) ilk zuhur vakti olan Hicri 1400 başında göreve başladığında çok uzun
bir dönem pek az bir kimse dışında onun Hz. Mehdi (as) olduğu bilinmeyecektir.
Peygamberimiz (sav)'e peygamberlik görevi 40 yaşında verilmiştir ancak bu
sırada çevresinde Onu tanıyan, kendisinin peygamber olduğunu bilen çok az
sayıda insan olmuştur. Birçok peygamberin durumu da böyledir.
Üstad
Said Nursi Hazretleri Hz. Mehdi (as)'ın zuhur ettiğinde herkesçe hemen
tanınmayacağını ifade etmiştir. Hz. Mehdi (as)'ın kendisinin dahi ilk başta
ahir zamanın Mehdi'si olduğunu bilmeyeceğini söylemiştir. Üstad bu sözünde,
ahir zaman şahısları olarak ifade ettiği Hz. İsa (as), Hz. Mehdi (as) ve
deccalin sadece derin iman sahibi bazı müminlerin dikkatleriyle
tanınabileceğini;
Halbuki
demiştik: Bu dünya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı elinden
alınmaz. ÖYLE İSE O EŞHAS (KİŞİLER),
hattâ o müthiş deccal dahi ÇIKTIĞI ZAMAN ÇOKLARI, HATTÂ KENDİSİ DE
BİDAYETEN (BAŞLANGIÇTA) Deccal olduğunuBİLMEZ. BELKİ NUR-U
ÎMÂNIN DİKKATİYLE, O EŞHAS-I ÂHİR ZAMAN (AHİR ZAMAN ŞAHISLARI) TANINABİLİR.(Sözler, ss. 343-344)
sözüyle
açıklamıştır.
Büyük
İslam alimi, müceddid Medineli Allame Seyyid Muhammed b. Resul el-Hüseyni
el-Berzenci ise "Kıyamet Alametleri" isimli önemli eserinde Hz. Mehdi
(as)'ın hakimiyet süresi ile ilgili çok önemli bir hususa dikkat çekmekte ve
İbni Hacer'in El-Kavlül Muhtasar isimli eserini kaynak
olarak göstererek, "BU RiVAYETLERİN HEPSİ
ZUHURU VE GÜCÜ İTİBARİYLE DOĞRUDUR" demektedir. Yani HADİSLERDE
BELİRTİLEN FARKLI TARİHLERİN HEPSİ DOĞRUDUR VE BU TARİHLER ALLAH'IN İZNİYLE ÇOK
UZUN BİR ÖMÜR SÜRECEĞİ PEYGAMBERİMİZ (sav)'den rivayet edilen hadislerle
bildirilen HZ. MEHDİ (AS)'IN HAYATININ FARKLI DÖNEMLERİNİ İŞARET ETMEKTEDİR.
Hazreti
Mehdi (as)'de önceki peygamberlerin bazı özellikleri vardır. Bunların arasında HAZRETİ
ADEM (AS) VE HAZRETİ NUH (AS)'DA OLAN UZUN ÖMÜRLÜLÜK de vardır." (Bihar-ul
Envar, cilt. 51, Ansariyan Yayıncılık, derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi,
İran-Kum, 2003, Sf.217)
Aşağıdaki
anlatım, bizzat Seyyid El Berzenci Hazretleri'nin Kıyamet Alametleri adlı
eserinin 185. ve 186. sayfalarında yer alan kendi orijinal izahıdır ve Hz.
Mehdi (as)'ın görev süresindeki farklı hizmet dönemlerine dikkat çekmektedir:
Muhammed
b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci şu önemli açıklamalarda bulunmaktadır:
Birincisi,
Peygamber (sav) Ümmetini bilhassa Ehli Beytini bir çok şeyle müjdelemiştir.
Onların her türlü zulüm ve işkencelerinden kurtarılacaklarını anlatmıştır. Bu
da ancak uzun bir müddet yapılacak
olan adalete bağlıdır. Yedi ve dokuz sene gibi kısa bir süre ise buna kâfi
değildir.
İkincisi,
Mehdî tıpkı Zülkarneyn ile Süleyman gibi bütün dünyaya hükmedecek. Diğer
ülkelerde Mescitler, binalar kuracak, dokuz sene gibi az bir müddet yapacak
olduğu fikri mücadeleye ve diğer işlere yetmez.
Üçüncüsü,
onun zamanında ömürler uzayacak. ÖMÜRLERİN UZAMASI, ONUN DA UZUN
ÖMÜRLÜ OLMASINI GEREKTİRİR... Aksi
halde ömürlerin uzamasının bir anlamı kalmaz.
Dördüncüsü,
O, Rumlarla dokuz senelik bir barış andlaşması yapacak; buna göre Konstantiniye'de yedi sene ikâmet edecek. Oraya iki
kere gidişi ve dönüşü tabii ki yıllar alacaktır. Süfyanî ile yapacağı fikri
mücadele de öyle. Çünkü
yukarıda da arz ettiğimiz gibi, Süfyanî kendisine biat ettikten üç sene sonra
andlaşmayı bozacak ve bu yüzden onunla fikren mücadele etmek zorunda
kalacaktır.
Hindi
ve diğer ülkeleri manen feth etmesi de muhakkak ki yıllara malolacaktır. Nitekim bütün bu anlattıklarımız, muhtelif
rivayetlerde varid olmuştur.
Bütün
bu işler, hükümranlığı süresinin dokuz yıldan fazla olduğunu göstermektedir
Öyleyse, YEDİ SENE İLE TAHDİD (EDİLMESİ
(SINIRLANDIRILMASI), BÜTÜN ÜLKELERE TAM MÂNASİYLE YEDİ SENE HÂKİM OLMASI
İTİBARİYLEDİR, ONDOKUZ YIL İLE TAHDİDİ (SINIRLANDIRILMASI), SÜFYANÎ İLE FİKRİ
MÜCADELE YAPMASI, ONU FİKREN MAHLUP EDİP, ÜLKELERE (MANEN VE FİKREN) HÂKİM
OLMASI VE BÜTÜN İNSANLARIN EMRİNİN ALTINA GİRMESİ İTİBARİYLEDİR...(yani
bu zamanda geçen süre itibariyledir ki, bu da ondokuz seneyi içine alır...)
Yukarda
arz etmiştik: O, Rumlarla dokuz sene barış
yapacak, onlarla fikri mücadele yapması ve duruma hâkim olması, takriben on
sene sürer, Şam'a girmesi, Süfyanî'nin ona biat etmesi, üç sene sonra biat'dan vaz
geçmesi, bu yüzden onunla fikri bir mücadele yapması ve dolayısıyla bu aradan
bir sürü senelerin geçmesi tahminen yirmi dört yılı bulur... Mekke'ye girmesi, orada Mekke
Emrinin düşünce sistemini çökertmesi, dolayısıyla BÜTÜN HİCAZ ÜLKELERİNE MANEN VE FİKREN HÂKİM OLMASI DA AŞAĞI YUKARI KIRK SENEYİ bulur... Sonra bütün ülkelere manen ve
fikren hâkim olması, Horosanlı Haşimî'nin zuhur etmesi ... de az vakit
almaz!.. Kaldı ki dokuz veya aşağı bir zaman hâkim olması, İsa'nın (as)
nüzulundan sonra olması da muhtemeldir...(Kıyamet
Alametleri, Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk
Yayıncılık, 185, 186)
Görüldüğü
gibi büyük İslam alimi seyyid Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci
Hazretleri Hz. Mehdi (as)'ın görev sürelerini mutelif zamanlar içerisinde
anlatmış bu büyük müceddidin Kuran ahlakı ve fazileti ile Peygamberimiz
(sav)'in sünnetini dünya üzerinde hakim etmesinin yaklaşık 40 yılı bulacağını
bildirmiştir. Bu süre içinde Hz. Mehdi (as), deccaliyet sisteminin kendisine
karşı kurduğu tuzaklarla, komplolarla, tecritlerle meşgul olacak, bir gaybet
dönemi olacak ayrıca sayıları 313 kişiden müteşekkil olduğu hadislerde
açıklanan talebelerinin bir araya gelmeleri ve imanlarının güçlü hale gelmesi
için çok samimi bir gayret içinde olacaktır. Yine Hz. Mehdi (as)'ın hapis
dönemi olacak, daha sonrasında müslümanların esaretine son verecek, yaşanan
acı, zulüm ve baskı ortamını tamamen ortadan kaldırmak ve insanlar arasında
Kuran ahlakını hakim kılmak ve İslam Birliği oluşturmak için hakkaniyetli bir
çalışma içinde olacaktır. Ancak bu çalışmaların hiçbiri 7 ya da 10 yıl gibi
kısa bir zaman dilimi içinde tamamlanmayacak, hepsi ayrı ayrı çok uzun
sürecekler alacaktır.
Aynı
şekilde Hz. Mehdi (as), tüm dünyada, farklı farklı ülkelerde imar çalışmaları
yapacak, binalar ve müslümanların ibadetlerini rahatça yayabilmeleri için
mescidler inşa edecektir. Ancak bu çalışması da 9 yıl gibi kısa bir müddet
içinde değil çok daha uzun bir zaman dilimi içinde gerçekleşecektir. Diğer
yandan Süfyani sistem ile fikri bir mücadelesi olacak ve bu sistemin
oluşturduğu münafıklık ile de uzun yıllar süren bir manevi mücadelesi
olacaktır. Hatta bu süre takriben 24 yılı bulacaktır. Diğer yandan dünya
ülkelerini manen ve fikren fethetmesi yani Kuran ahlakı ve fazileti ile
Peygamberimiz (sav)'in sünnetini insanlara kabul ettirmesi de çok uzun bir
vakit alacaktır. El Berzenci
Hazretleri tüm bu çalışmalarının sonunda Hz. Mehdi (as)'ın İslam ahlakının
dünya hakimiyeti için en az 40 yıl gayret göstereceğini söylemektedir. Bu da
Hz. Mehdi (as)'ın zuhur zamanı olan Hicri 1400 itibariyle hemen tanınması gibi
bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını bu tanınmanın yukarıda
belirttiğimiz tüm bu çalışmalar nedeniyle en az 40 yıl; yani 40, 50, 60 yıl
gibi uzun bir dönemi kapsayacağını gösteren önemli delillerdir.
3.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in, hadislerinde Hz. Mehdi (as) ile
ilgili çeşitli süreler vermiş olması, Hz. Mehdi (as)'ın hayatının, fikri
mücadelesinin ve Kuran ahlakına dayalı manevi hükümranlık süresinin çeşitli
dönemlerine işaret etmektedir.
Peygamberimiz
(sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi (as) ile ilgili olarak geçen; "Hz.
Mehdi (as) 14 sene yaşayacak", "Hz.
Mehdi (as)'ın hayatı 30 senedir" ve "Hz.
Mehdi (as) dünyada 40 yıl kalacaktır ..." şeklindeki ifadeler, Hz.
Mehdi (as)'ın hayatının, fikri mücadelesinin ve Kuran ahlakına dayalı manevi
hükümranlık süresinin çeşitli dönemlerine işaret etmektedir.
Hadislerde
Hz. Mehdi (as) ile ilgili çok detaylı bilgiler verilmiş ve bu mübarek ahir
zaman şahsının hayatının önemli dönemlerine dikkat çekilmiştir.
Örneğin
hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkmadan önce çok büyük zulümlere
uğrayacağı, saldırı ve iftiralara maruz kalacağı tarif edilmektedir. Hapis
dönemleri, tutuklanmalar, baskılar Hz. Mehdi (as)'ın hayatının çok önemli bir
dönemini oluşturacaktır. Hz. Mehdi (as) gibi talebeleri de dönemin
inkarcılarından çok şiddetli eziyetler görecek, çok şiddetli denemelerden
geçirileceklerdir. Hz. Mehdi (as) ve talebelerinin inkar edenlerle, ahir
zamanın münafıklarıyla, bazı Fıkıh alimleriyle ve ahir zaman deccaliyle
yapacağı fikri mücadele de bu zaman aralıklarından biridir. Hz. Mehdi (as)'ın
talebelerinin sayısının 313 olduğu da hadislerde bildirilmektedir. Bu sayı
düşünülürse bu kadar kişinin Hz. Mehdi (as)'ın çevresinde birleşmelerinin,
eğitilmelerinin, imani yönden olgunlaşmalarının da belli bir zaman alacağı
ortadadır. Tüm bu olay ve gelişmeler, Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkmasından ve
manevi lider olmasından yani herkesçe tanınmasından önce uzun bir dönem
geçeceği ve bu dönemin belli evreleri olacağını göstermektedir.
Hz.
Mehdi (as)'ın görev süresindeki bu dönemler Peygamberimiz (sav)'den şu şekilde
rivayet edilmiştir:
Resulullah
(sav) şöyle buyurmuştur: "Benim ümmetimin içinde Hz. Mehdi (as) çıkacak, 5 VEYA 9 YIL (HÜKÜM SÜREREK)yaşayacaktır.
Bir adam ona gelecek ve: Ey Mehdi (as)! Bana (mal) ver diyecek. O da onun
elbisesini yayıp, içine taşıyabileceği kadar mal dolduracaktır." (Mer'iy
b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l
Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
"...
Malı bölecek ve insanlara peygamberlerinin sünnetiyle davranacak İslam'ı
aradaki komşu diyarlara bildirecek, 7 YIL KALACAKsonra
vefat edecek ve Müslümanlar namazını kılacaklar." (Ali
b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi "Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil
Mehdi")
Ebu
Abdullah Hüseyin b. Ali'den rivayet göre; Hz. Mehdi (as) 19 YIL hüküm sürecektir.(Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı
Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")
Taberani ve
Ebu Nuaym'ın, Ebu Said El-Hudri (ra)'dan rivayetlerine göre; Resulullah şöyle
buyurmuştur: "Benim Ehl-i Beyt'imden bir adam çıkacaktır. O, benim
sünnetimi anlatacaktır. Allah (c.c.) onu hürmetine gökyüzünden yağmur
indirecektir. Yeryüzü (Allah (c.c.)ın emri ile) bereketini dışarı çıkaracaktır.
O, daha önce zulüm ve haksızlıkla doldurulmuş olan dünyayı hak ve adeletle
dolduracaktır. BU SÜNNETİ 7 YIL YAPACAKTIR." (Mer'iy
b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l
Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Hz. Ali'den
rivayete göre; Hz. Mehdi (as), bütün bit'adları yok
edecek ve bütün sünnetleri de ikame edecektir.Konstantiniyye'yi,
Çin'i, Deylem Dağı'nı fethedecektir. HZ. MEHDİ (AS) BU HAL ÜZERE 7 YIL KALACAKTIR.Onun her senesi, sizin on seneniz
gibidir.(Ukayli
"En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib
Ale't-Temam ve'l kamal")
Darakutni
ve Taberani'nin, Ebu Hureyre (ra)'dan rivayetlerine göre; Resulullah (sav)
şöyle buyurmuştur: "Benim ümmetimin içinde Hz. Mehdi (as) olacaktır. HER NE KADAR 7 VEYA 8, YAHUT DA 9 YILDAN AZ OLSA BİLE,
daha önce benzeri olmayan bir şekilde ümmetimden günahsız ve günahkar olan
herkes onun devrinde nimetlendirilecektir." (Mer'iy
b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr
Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
Nuaym'ın,
Zühri'den rivayetine göre; Hz. Mehdi (as) 14 SENE yaşayacak, sonra normal
bir şekilde ölecektir. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b.
Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
Yine
Nuaym'ın Bukye b. Velit'den rivayetine göre; HZ. Mehdİ (as)'In HAYATI 30 SENEDİR.(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b.
Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi
El-Muntazar")
"Yine
Nuaym'ın, Dinar b. Dinar'dan rivayetine göre; HZ. Mehdi (AS) DÜNYADA 40 YIL KALACAKTIR.(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b.
Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi
El-Muntazar")
Hadislerden
Hz. Mehdi (as)'ın tüm milletlere fikren ve manen hakim olmasının da uzun bir
dönem alacağı anlaşılmaktadır. İslam alimlerinin de belirttikleri üzere,
ülkelerin Hz. Mehdi (as) tarafından birbiri ardına manen ve fikren fethedilmesi
belli bir zaman içinde olacaktır. Hatta Berzenci Hazretleri Hz. Mehdi (as)'ın
İslam ahlakını hakim etmesinin 40 yıl gibi uzun bir süreyi bulacağını
söylemiştir. Bu tespit Hz. Mehdi (as)'ın insanlarca tam olarak tanınmasının,
zuhurundan sonra en az 40 yıllık bir dönemin ardından olacağını göstermektedir.
… BÜTÜN
HİCAZ ÜLKELERİNE MANEN VE FİKREN HÂKİM OLMASI DA AŞAĞI YUKARI KIRK SENEYİbulur... (Kıyamet
Alametleri, Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk
Yayıncılık, sf. 186)
4. Hz.
Mehdi (as)'ın Hicri 1400'ün başında zuhur etmesi demek kesinlikle zuhur eder
etmez insanlarca tanınacağı anlamını taşımaz.
Şu
an Hicri 1430'da olduğumuza göre Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru üzerinden
Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği Hicri tarihe göre 30 yıl geçmiştir. Yani
Berzenci Hazretleri'nin bildirdiği gibi Hz. Mehdi (as)'ın tam olarak tanınması
ve dünya çapındaki manevi ve fikri hakimiyeti için en az 10 yıllık bir dönem
daha bulunmaktadır.
Bazı
kişilerin hiçbir muteber delile ve sahih hadise dayanmadan iddia ettiği gibi;
"Hz. Mehdi (as) Hicri 1400 itibariyle hemen tanınacak, Hz. Mehdi (as)
olduğu herkesçe hemen bilinecek" gibi bir mantık yürütmek ehl-i sünnet
alimlerinin düşüncelerine tamamen ters düşmektedir. Bu iddiada bulunan bir kişi
ehl-i sünnet inancına ters düşmüş olur. Çünkü örneğin büyük ehl-i sünnet alimi
Medineli Allame Seyyid Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci Hazretleri; Hz.
Mehdi (as)'ın zuhurundan sonraki tanınma vakti için şöyle bir açıklamada
bulunmuştur:
(Aşağıda
yer alan küpür Medineli Allame Seyyid Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci
Hazretleri'nin (Hicri 1040-1103), tercümesi Naim Erdoğan tarafından yapılmış
El-işaatü li Eşratıssaati (Kıyamet Alametleri) adlı eserinin genişletilmiş 10.
baskısının 301 nolu orijinal sayfasıdır.)
… YAHUT, DÖRT, BEŞ
HATTA ON YIL, YÜZÜN İLK YILLARINDAN SAYILIR. BUNA GÖRE;
MEHDİ (AS)'IN, YÜZÜNCÜ YILDAN, YEDİ, DOKUZ VEYA OTUZ SENE EVVEL ÇIKMASI, ONUN
YÜZÜNCÜ YILIN BAŞINDA ÇIKACAĞINI ÖNLEYEMEZ. BU MÜDDETTEN SONRAYA KALSA, YİNE
DURUM AYNI OLUR.(Kıyamet Alametleri, müellif:
Medineli Allâme Muhammed b. Resul el-Hüseynî el-Berzencî, Pamuk Yayıncılık,
İstanbul 2002 sf. 301)
El
Berzenci Hazretleri bu sözüyle Hz. Mehdi (as)'ın zuhur tarihi olan Hicri
1400'den sonraki 4, 5 hatta 10 yılın bile yüzyıl başının ilk yıllarından
olduğunu belirtmektedir. Hatta örneğin İmam Rabbani Hazretleri'nin;
HER YÜZ
SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BİR MÜCEDDİD GELECEK ve şeriatı
(Kuran ahlakı ve fazileti ile Peygamberimiz (sav)'in sünnetini) ihya edecektir (canlandıracaktır). (Mektubat-ı
Rabbani, 1/520)
ifadesiyle
belirttiği gibi Hz. Mehdi (as)'ın HİCRİ 1400 BAŞINDAN 7, 9 HATTA
30 SENE EVVEL YA DA SONRA TANINACAK OLMASI da Hz. Mehdi (as)'ın Hicri
1400'de zuhur etmesine mani olmayacaktır. Bu durumlar olsa bile Hz. Mehdi (as)
yine Hicri 1400 başında çıkmış olacaktır.
"Hz.
Mehdi (as) Hicri 1400'de insanlarca hemen tanınmadığına göre zuhur etmedi,
Hicri 1400'ün üstünden de 30 yıl geçmesine rağmen hala büyük alametler
oluşmadı, demek ki Hz. Mehdi (as) bu yüzyılda çıkmayacak Hz. Mehdi (as)'ın
çıkışı diğer yüzyıla kalmıştır..." gibi akıl ve mantığa uymayan bu tip
ifadelerle Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunu örtmeye, gölgelemeye ve gizlemeye
çalışanlara ehl-i sünnetin önemli ve muteber alimlerinden olan El Berzenci
Hazretleri'nin bu açıklaması; son derece önemli bir cevap niteliğindedir. Hz.
Mehdi (as), Hicri 1400'ün öncesinde ya da 7, 9 ya da 30 yıl sonrasında da çıksa
yine beklenen Büyük Mehdi (as)'dır. Bu durumların hiçbiri Peygamberimiz
(sav)'in sahih hadisleriyle bildirilmiş olan bu gerçeği Allah'ın izniyle
kesinlikle değiştiremez.
(Aşağıda
yer alan küpür Ali B. Hüsameddin el-Muttaki Hazretleri'nin, Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman adlı eserinin Sayın Dr. Suat Arusan tarafından
hazırlanan, Türkçe çevirisinin sf. 88, 89 ve 90. sayfalarıdır.)
5.
Peygamberimiz (sav) Dünya'nın ömrünün 7000 yıl olduğunu bildirmiştir
Her
yüz senede bir din ahlakını bidatlerden kurtarmak ve yenilemek için Allah
tarafından bir kişinin gönderildiği, Sünen-i Ebu Davud, Mektubat-ı Rabbani gibi
büyük ve muteber ehli sünnet alimlerinin eserlerinde açık bir şekilde
belirtilmiştir. Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadislerde ahir zamanda
zuhur edeceği müjdelenen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış zamanı olarak ise Hicri 1400
yılı verilmiştir.
Bu
100 yıllık sürede İslam ahlakı belli bir süreç içinde tüm dünyaya hakim olacak,
din ahlakına karşı mücadele veren deccaliyet sistemi ise tamamen ortadan
kalkacaktır. Ancak aşağı yukarı 100 sene kadar sürecek olan bu yükselme
döneminin ardından yani Hicri 1500'lerle birlikte Dünya yeniden bir bozulma
sürecine girecektir. Ehl-i sünnetin büyük hadis ve fıkıh alimlerinden biri olan
İmam Ahmed İbni Hanbel gibi birçok alimin birbirlerinden naklettikleri bir
hadiste Peygamberimiz (sav) kendine kadar dünyada geçen zamanın 5600 yıl
olduğunu bildirerek insanlık tarihinin başlangıcı hakkında önemli bir bilgi
vermiştir:
Ahmed İbni
Hanbel İlel'inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed'den O da Vehb'den
rivayet etti: DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR.(Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman, sf. 89)
(Aşağıda
yer alan küpür Ali B. Hüsameddin el-Muttaki Hazretleri'nin, Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman adlı eserinin Sayın Dr. Suat Arusan tarafından
hazırlanan Türkçe çevirisinin sf. 89'da yer alan ilgili kısmıdır.)
Diğer
yandan başka birçok hadiste ise Dünya'nın ömrünün 7000 yıl olduğuna dair açık
izahlar bulunmaktadır:
Enes Malik
'den tahric etti. O dedi ki, Resulullah (sav) buyurdu: DÜNYANIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDE YEDİ GÜNDÜR. Allah-u Teala buyurdu ki: RABBİN KATINDA BİR GÜN SİZİN SAYDIKLARINIZDAN BİN YIL
GİBİDİR. Kim
bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için
gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişcesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR.(Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 88)
Dakkak b.
Zeyd-ü Cüheni 'den rivayet ettiler: Ben gördüğüm bir rüyayı Resulullah (sav) 'e
anlattım. Bu rüyada Peygamber (sav) yedi basamaklı bir minberin en üst
basamağında idi: O buyurdu ki, YEDİ BASAMAKLI GÖRDÜĞÜN
MİNBER ŞU DÜNYANIN ÖMRÜ OLAN YEDİ BİN SENEDİR.(Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 89)
Ehl-i
sünnet alimlerinden Hüsameddin el- Muttaki'nin eseri Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman kitabınında yer alan bu hadislere göre
Peygamberimiz (sav) Dünya'nın ömrünün 7000 sene olduğunu bildirmektedir. Yine
birçok ehl-i sünnet alimlerinin eserlerinde örneğin Muttaki Hazretlerinin,Kenzu'l-Ummal,
h.no: 16459'da, Muhammed Tahir b. Ali el-Hindî 'nin eseri Tezkiretu'l-Mevduat,
I/223'de, İmam Sahavî, el-Makasidu'l-hasene (Deylemi'den naklen), I/693, h.no:
1243.'de, El Munavî'nin Feyzu'l-Kadir,
III/547; h.no: 4278 (Deylemi'den naklen) de, Bayezid Bistamî Hazretleri'nin Miftahu'l-Cifr adlı eserinde Dünya'nın ömrünün
7000 yıl olduğu konusuyla ilgili hadislere yer verilmiştir. Bu da ehl-i sünnet
alimlerinin ittifakla bu konuyu kabul ettiklerini gösteren çok açık bir
delildir.
Hicri
1300'ün ve son bin yılın en büyük müceddidi olan Üstad Said Nursi Hazretleri
ise İslam ahlakının hakimiyet süresi için Hicri 1500'leri vermiştir. Üstad bu
tarihlere kadar ki dönemin Müslümanların açık ve aşikar galibiyet dönemleri
olacağını ifade etmiştir. Bundan sonraki yıllarda ise İslam ahlakının dünya
üzerindeki yükseliş döneminin sona ereceği ve kafirler için bir kıyamet
kopmasının Hicri 1545 itibariyle söz konusu olacağını söylemiştir. (Doğrusunu
Allah bilir.)
"Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar
(kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır."
"Ümmetimden
bir taife.." fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre
olan netice, sayı değeri) 1542
(2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. "Hak
üzerinde olacaktır." (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506
(2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve
mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine
remze (işarete) yakın îma eder. "Allah'ın
emri gelinceye kadar" (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545
(2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder. (Kastamonu Lahikası, s. 33)
Peygamberimiz
(sav) başka birçok sahih hadisinde ise dünyanın sadece 1 günlük ömrü kalmış
olsa bile Allah'ın o ömrü uzatıp Hz. Mehdi (as)'ı mutlaka zuhur etireceğini
bildirmiştir. Bu son derece önemli bir açıklamadır. Çünkü Hz. Mehdi (as)'ın
Peygamberimiz (sav)'in rivayetine rağmen Hicri 1400'de çıkmayacağı gibi
hadislere mualif bir açıklamada bulunan söz konusu kişinlerin bu hadisleri de
göz ardı ettiği son derece ortadadır. Oysa Peygamberimiz (sav) bu hadisleriyle,
Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunun ve onun vesilesiyle İslam ahlakının hakim olmasının
insanlık için ne kadar önemli olduğuna çok açık şekilde dikkat çekmiştir.
Aşağıda
yer alan küpür Medineli Allame Seyyid Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci
Hazretleri'nin (Hicri 1040-1103), tercümesi Naim Erdoğan tarafından yapılmış;
El-işaatü li Eşratıssaati (Kıyamet Alametleri) adlı eserinin genişletilmiş 9.
baskısının orijinal kapağı ve 299. sayfasıdır.
Abdullah
(r.a) dan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: Ehl-i beytimden
ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir...DÜNYANIN ANCAK BİR GÜNLÜK ÖMRÜ KALMIŞ
OLSA, ONUN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) BAŞA GEÇMESİ İÇİN CENAB-I ALLAH O GÜNÜ BEHEMEHAL
UZATIR. (Sünen-i
Tirmizi 4/92)
Hz. Ali'den
rivayet olduğuna göre Resulullah (sav) şöyle buyurdu: KIYAMETİN
KOPMASI İÇİN ZAMANDA SADECE BİR GÜNDEN BAŞKA VAKİT KALMAMIŞ TA OLSA, ALLAH (CC)
BENİM EHL-İ BEYTİMDEN BİR ZATI GÖNDERECEK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
İbn-i Mace
ve Ebu Naim, Ebu Hüreyre 'den tahric ettiler, o dedi, Peygamber (s.a.v)
buyurdu: EĞER DÜNYADAN BİR GÜN KALSA, ALLAH O GÜNÜ
UZATIR VE EHL-İ BEYTİMDEN BİRİSİNİ MELİK KILAR. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il
Muntazar, 10 El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 27
Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 437)
Bu
nedenle; sözde Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunun ilk çeyreğinin geçtiği bu nedenle de
zuhurunun bir dahaki yüzyıla kaldığı gibi hadislere dayalı olmadan, tamamen
mantık dışı ve uydurma bir açıklama yapan bu kişilerin bu hadisleri yeniden
tefekkür etmesi ve üzerinde düşünmesi gerekmektedir.
Allah'ın "dünyadan
bir gün kalsa bile o günü uzatıp Hz. Mehdi (as)'ı zuhur ettireceğini" bildiren Peygamberimiz (sav)'in
sözleri, Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru için gerekirse zamanın uzatılacağı
yönündedir. Demek ki böyle bir durumda Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru -bu şahısların
iddia ettiği gibi- yüz sene sonrasına ertelenip bu yüzyılda beklenmekten
vazgeçilmeyecek, aksine Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru yine Hicri 1400 içinde
beklenmeye devam edilecektir. Şu çok önemlidir ki Hicri 1499 senesinin son
gününe kadar Hicri 1400'lü yılların içinde olunur.
Hz.
Mehdi (as)'ın zuhuru için Allah'ın gerekirse zamanı uzatması de yine Hicri
1500'lere kadar olacak Hz. Mehdi (as) bu dönem içinde İslam ahlakını ve
faziletini ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini dünyaya yayma çalışmalarına
çeşitli şekillerde devam edecektir. Ancak söz konusu uzama Dünya'nın 7000
yıllık ömrünü aşmayacak bir uzama olacak sonrasında ise Peygamberimiz (sav)'in
belirttiği; İslam ahlakının dünya üzerindeki etkisinin kalkmaya başlaması ani
bir gerileme şeklinde değil aklın ihtiyarini kaldırmadan yavaş yavaş meydana
gelecektir. Ardından Dünya'nın 7000 yıllık ömrünün sonu olan kıyametin kopması
olayı da Üstad Said Nursi Hazretleri'nin ifade ettiği gibi inşaAllah Hicri
1500'ler itibariyle beklenecektir. (Doğrusunu Allah bilir.)
Büyük
ehl-i sünnet alimi Berzenci Hazretleri de Dünya'nın ömrünün Hicri 1600'e
ulaşmayacağını yani Hicri 1500'lü yıllar içinde kıyametin kopmasının Allah'ın
izniyle beklendiğini ifade etmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)
BU ÜMMETİN
ÖMRÜ BİN SENEYİ GEÇECEK, FAKAT BİN BEŞ YÜZ SENEYİ AŞMAYACAKTIR...(Kıyamet
Alametleri, Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk
Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299)
Peygamberimiz
(sav)'den rivayet edilen hadise dayalı olarak Suyuti Hazretleri ise yaptığı
açıklamada şöyle belirtmektedir:
"BENİM
ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK." (Suyuti,
el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti.
2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel,
Kitâbu'l-İlel, sh. 89)
Bu
durumda eğer yazı boyunca hitap ettiğimiz şahıslar, kendilerinin ehl-i sünnet
inancında olduğuna hiçbir kuşku olmadığını, ehl-i sünnet inancına tam ve kesin
bağlı olduğunu söylüyor hatta kendilerini yetiştiren hocalarının bu konuda açık
beyanı olduğunu söylüyorlarsa o zaman ehl-i sünnetin bu iki muteber ve muhterem
aliminin kendi eserlerinde ifade ettikleri görüşlerini de kabul etmek
durumundadırlar. Kendileri, bu büyük alimlerin ortak görüşüne tamamen ters
düşecek ve hiçbir sahih hadise dayanmayan açıklamalarla müslümanları meşgul
etmemelidirler. Ehl-i sünnet alimleri arasında son derece önemli yerleri olan
Suyuti ve Seyyid El–Berzenci Hazretleri'nin ikisinin de derin görüşleri, derin
araştırma ve ilimleri ile böyle ortak bir kanıya vardıklarını kabul edip içinde
yaşadığımız dönemi Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen sahih hadisler
doğrultusunda değerlendirmeleri ve buna göre görüş bildirmeleri gerekmektedir.
Unutulmaması
gereken; Müslümanların böyle bir konuda kesinlikle Peygamberimiz (sav)'in; ehl-i
sünnet alimlerince ittifakla sahih olduğunu kabul ettikleri hadislerine itibar
edecek olmalarıdır. Kendine göre; hiçbir ayet ya da hadise dayandırmadan, akıl
dışı mantıklar yürüterek Hz. Mehdi (as)'ın çıkışını bir asır sonraya erteleyen
ve İmam Rabbani, Ebu Davud Hazretleri, Suyuti Hazretleri, Seyyid el Berzenci
Hazretleri ve Üstad Said Nursi Hazretleri gibi ehl-i sünnet alimlerinin
ittifakla kabul ettikleri "her yüz senenin başında
Müslümanlar arasından dini bidatlerden ayıracak bir zatın çıkışını" müjdeleyen tüm hadisleri açıkça
reddeden bir kişinin sözlerine Müslümanlar itibar etmeyeceklerdir.
6. Ardı
ardına gerçekleşen ahir zaman alametleri Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının çok önemli
işaretleridir
Hicri
1400'e girilmesiyle birlikte ardı ardına hadisteki anlatımıyla "tesbih
taneleri gibi" birbirini
izleyerek gerçekleşmiş-gerçekleşmekte olan ve aşağıda sadece bir kısmına yer
verdiğimiz ahir zaman alametleri bazı kişilerin sözde Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru
diğer bir yüzyıla kalmıştır iddiasını tamamen geçersiz hale getirmektedir.
Allah
Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "… eskimiş
ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardına gelen alâmetleri
beklesinler." (Ebû
Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî)
Kıyamet
alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda
kopması gibi. (Ramuz-El
Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)
Bu
ahir zaman ile ilgili hadislerin ardı ardına ve tüm detayları görülecek
şekilde, içinde yaşadığımız Hicri 1400 içinde gerçekleşmekte olması ahir
zamanda beklenen Hz. Mehdi (as)'ın zuhur ettiğini göstermektedir. (Doğrusunu
Allah bilir.)
Ahir
zaman alametleri bir bütündür ve bu alametlerin gerçekleşmesi, hem
Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği ahir zaman içinde yaşadığımızı, hem de tüm
müslümanlarca büyük bir heyecan ve umutla beklenen Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunu
müjdelemektedirler. Bu nedenle büyük ve küçük alametler olarak adlandırılmış
olan alametlerin hepsi Müslümanlar için son derece önem taşımaktadır. Bu
alametlerden herhangi birinin gerçekleştiğini görmek Müslümanların umutlarını
pekiştirmekte, heyecanlarını artırmakta ve şevklerini kat kat yükseltmektedir.
30 yıldır arka
arkaya gerçekleşen alametlerin hepsi, ahir zaman açısından kesinlikle göz ardı
edilemeyecek çok önemli alametlerdir. Ancak, bu alametlerin tamamının bir anda;
bir günde ya da bir haftada toplu olarak tahakkuk etmesi mümkün ve mantıklı
olmadığına göre, hepsinin vuku bulmaları doğal olarak ayları, yılları, on
yılları bulacaktır. Alametlerin arka arkaya ve tek tek gerçekleşmesi için
geçecek bu uzun dönem ise Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunun hemen akabinde
tanınmayacağını, tanınması için önce ahir zamanda olduğumuzu ispatlayan bu
alametlerin gerçekleşmesi gerektiğini göstermektedir.
•
Örneğin Hicri 1400'de, hadiste Peygamberimiz (sav)'in tam açıkladığı şekilde
Fırat'ın suyu, üzerine kurulan baraj ile kesilmiştir.
"Fırat Nehri'nin suyu çekilerek altın
hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim, o zaman orada bulunursa o
hazineden bir şey almasın." (Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
(Riyâzü's-sâlihîn min hadîsi seyyidi'l-mürselîn, İmam Nevevî', 3/332)
Bu
hadisin tahakkuk ettiğini kabul etmemiz için, ilk kesiliş vakti yeterlidir.
Fırat'ın suyunun bir daha kesilmesi artık hadis açısından bir önem taşımaz. Bu
durumda diğer bir yüzyılda bu olayın tekrar etmesinin hadisin tahakkuku
açısından hiçbir önemi kalmamıştır. Çünkü zaten Hicri 1400'de Fırat'ın suyu ilk
defa kesilmiştir.
•
Yine Peygamberimiz (sav), Afganistan'ın işgal edileceğini;
"Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın
ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar
vardır. Onlar Ahir Zaman Mehdisinin yardımcılarıdır." (Kitab-ül
Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
hadisiyle
bildirmiştir. Rusların Afganistan'ı 1979 yılında yani Hicri 1400'de işgal
etmeleriyle bu hadis tahakkuk etmiştir. Başka bir yüzyılda bir defa daha
Afganistan işgal edilecek olsa da bizim için 1979 yılında ilk defa yaşanan bu
işgal hadisi tam tahakkuk ettiren işgaldir.
"Hz. Mehdi (as) için 2 alamet vardır ki...
Bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın ikincisi de ortasında Güneş'in
tutulmasıdır." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil
Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)
"Hz.
Mehdi (as)'ın çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa
tutulacaktır."(Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman
Alametleri, s. 440)
"...
Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması..."(Kitab-ül
Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
"Hz.
Mehdi (as)'ın gelişi Ramazan ayında ayın iki kere tutulmasına sebep
olacaktır."(Kıyamet Alametleri, s. 200)
Hicri
1400 içinde 1981 ve 1982 yıllarında arka arkaya ve tam Ramazan ayında Güneş ve
Ay tutulmaları gerçekleşmiştir. 81 ve 82 yıllarında arka arkaya gerçekleşen bu
gökyüzü olaylarıyla hadis tam olarak tahakkuk etmiştir. Bu olayın iki yıl
üstüste olması hadisin belirttiği olayın gerçekleştiğini göstermektedir. Bundan
sonra başka bir yüzyılda olabilecek benzer yeni bir olayın artık hadis
açısından bir geçerliliği olmaz.
•
Yine Dünyamızın yakınından ancak 76 yılda bir geçen Halley kuyruklu yıldızı
1986 yılında yani Hicri 1406'da geçmiş ve Peygamberimiz (sav)'in hadiste;
O gelmeden
önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir.(El-Kavlu'l
Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
•
Peygamberimiz (sav) hadisinde;
" ... AZERBAYCAN'DAN
MUTLAKA BİR ATEŞ ÇIKACAKTIR. Ve
hiçbir şey onun karşısında duramayacak. Böyle bir şey olunca evinizde
oturun..." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 311)
şeklinde
belirtmiş, gerçekten de Azerbaycan'a ait Dağlık Karabağ toprakları 1988
tarihinde Ermeniler tarafından işgal edilerek bu hadis de yine Hicri 1400
içinde gerçekleşmiştir. Bu tarihten sonraki bir tarihte Azerbaycan
topraklarında olabilecek yeni bir işgalin hadis açısından bir önemi
kalmamıştır.
•
İmam Rabbani tarafından bildirilen Peygamberimiz (sav)'in bir hadisinde ise
boynuzu andıran iki uçlu bir yıldızın varlığından bahsedilmekte ve bu alametin
Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alameti olduğu haber verilmektedir.
"Vaad
edilen Mehdi (as)'ın zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan'a vardığı zaman,
ŞARK TARAFINDA İKİ DİŞLİ MÜNEVVER BİR BOYNUZ ÇIKAR." (İmam-ı
Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s. 1184)
Bu
tariflere tam olarak uyan iki kuyruklu Lulin kuyruklu
yıldızı 24
Şubat 2009 yılında Dünya'ya en yakın noktadan geçmiştir. Bir daha binlerce yıl
sonra geçeceği düşünülen bu kuyruklu yıldız hadisteki tariflere tam olarak
uymaktadır. Geçiş tarihi ise yine Hicri 1430'u vermektedir.
•
1979 yılında (Hicri 1 Muharrem 1400'de) Hac sırasında Kabe'de büyük bir katliam
olmuştur. (1 Muharrem 1400) Olayın meydana geliş tarihi
Hicri 1400 yılının ilk günüdür. Bu sırada 30 kişi
hayatını kaybetmiştir. Peygamberimiz (sav) hadiste;
ONUN (HZ.
MEHDİ (as)'ın) ÇIKACAĞI YIL, insanlar
hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Şerif'i
tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine
saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak." (Kıyamet Alametleri, s. 168-169)
şeklinde
ifade ederek "Hz. Mehdi (as)'ın
çıkacağı yıl" Kabe'de
böyle önemli bir olayın olacağından bahsetmektedir. "Çıkacağı yıl" ifadesi bu açıdan son derece
önemlidir. Çünkü hem bu olay hem de Hz. Mehdi (as)'ın çıkış tarihi 1979 yılını
göstermektedir. 1979 yılında gerçekleşen bu olayın ardından 7 yıl sonra Hac
sırasında çok daha kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu sefer de 402 kişi
öldürülmüştür. Ancak bu olayın ilkinden farkı son olayın Kabe'nin içinde değil
yanında gerçekleşmiş olmasıdır. Bu 2 olay da hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın çıkış
alameti olarak anlatılan "Kabe baskını ve Kabe'de
kan akıtılması" olaylarıyla
tam olarak aynı şekilde olmuştur. Görüldüğü gibi hadiste verilen detaylarla tam
bir uyum içinde bu olay zaten gerçekleşmişken başka bir yüzyılda yeniden böyle
bir olayın olacağı beklentisi içinde olmak çok akıl dışı ve mantıksız bir
yaklaşımdır.
Ayrıca
Hicri 1400 yılı geçmiş olduğuna göre bazı kişilerin Hz. Mehdi (as)'ın başka bir
yüzyılda geleceği iddiasını bu hadis üzerinden tevil etmeleri de imkansız bir
hale gelmiştir.
•
Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden biri de ahir zamanda çok büyük bir
ekonomik krizin baş göstermesidir. Hadiste insanların "az
kazanç, piyasanın durgun olması, işlerin kesat gitmesi" gibi ekonomik zorluklardan yakınacakları
bir buhran dönemine girileceği haber verilmektedir.
Herkesin az
kazançtan yakınması... Paraları için zenginlerin saygı görmesi...(Kıyamet
Alametleri, s. 146)
Piyasanın
durgun olması, kazançların azalması...(Kıyamet
Alametleri, s. 148)
İşlerin kesad
gitmesi. Herkes "satamıyorum, alamıyorum, kazanamıyorum!" diye
yakınacak. (Kıyamet
Alametleri, s. 152)
Şu
an tüm dünyada, Amerika, Çin, Almanya gibi büyük ekonomilerin ağır darbe aldığı
dünyaca ünlü dev şirketlerinin, bankalarının ve sanayilerinin kriz nedeniyle
çöktüğü büyük bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Dünya Bankası Başkanı Robert
Zoellick dünyada yaşanan bu ekonomik kriz için;
"DÜNYANIN EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR
EKONOMİK KRİZLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNA, yoksul
insanları daha fazla acı çekebileceğine dair yaygın bir mutabakat var ve bir
insani felaketi önlemek için zamanında müdahaleyi sürdürmeliyiz" 1
_________________________________
1 http://www.netgazete.com/News/588843/dunya_bankasi_ekonomik_
kriz_bircok_yoksul_ulke_icin_kalkinma_felaketine_donusebilir_.aspx
şeklinde
bir açıklama yaparak günümüzde yaşanan bu ekonomik buhranın gerçek boyutunu net
bir şekilde açıklamıştır. Bu ifadeden de açıkça anlaşılacağı gibi ahir zamanda
Hz. Mehdi (as)'ın zuhur alametlerinden biri olan ekonomik kriz ile bu önemli
hadis tam olarak yine Hicri 1400 içinde gerçekleşmiştir.
Bu
hadisler gibi daha yüzlerce sahih hadis arka arkaya Hicri 1400 yılı itibariyle
tahakkuk etmiştir. Tüm bu alametlerin birbir ve arka arkaya aynı yüzyıl içinde
tahakkuk etmiş olması son derece önemlidir. Çünkü bu hadisler hem ahir zamanda
olduğumuzu hem de tüm Müslümanların büyük bir heyecanla bekledikleri Hz. Mehdi
(as)'ın zuhur ettiğini ispatlamaktadır. (Doğrusunu Allah bilir.) Bu hayret
verici olayların sırayla gerçekleşmesi Müslümanların ahir zamanda olduklarını
bilmeleri ve Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunu beklemeleri için yeterlidir. Bir tane
bile eksik kalmaksızın, beklenen tüm alametler birbir ve arka arkaya Hicri
1400'lerde gerçekleşmekte iken bu alametlerin başka bir yüzyılda yeniden olmasını
beklemenin kesinlikle bir anlamı ve mantığı yoktur.