26 Haziran 2014 Perşembe

Hz. Mehdi (as) dönemindeki sözde din adamları
AHİR ZAMANDA DİNE HİZMETTEN ÜCRET TALEP EDEN SAHTE DİN ALİMLERİ OLACAKTIR
İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, avam halk Kur'ân okuyacak, ibadete kendini verecek (fakat) bid'at ehlinin işleri ile meşgul olacaklar; hissetmedikleri yerden şirke sapacaklar. SÖZ VE İLİMLERİ VASITASIYLA RIZIK ELDE EDECEKLER, DİNİ ALET EDEREK DÜNYALIK EDİNECEKLER. İŞTE BİR GÖZÜ KÖR DECCALİN AVANESİ BUNLARDIR.(Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 6255)
Peygamberimiz (sav) bu hadis-i şerifinde ahir zamanda bir takım insanların dine hurafe ve bidat sokan bazı kişilere uyacaklarından bahsedilmektedir. Bu dönemde bazı sahtekar hocalar çıkıp İslam dinini insanlara öyle yanlış tebliğ edecekler ki birçok kişi bu anlatılanları dinde var zannedeceklerdir. Bu nedenle de şirke saptıklarını, din ahlakının aslından uzaklaştıklarını hissetmeyeceklerdir.
Bu sahte hocaların bir özelliği de dini alet ederek kazanç sağlayacak olmalarıdır. Yani bir Müslüman olarak dine hizmetten hiçbir ücret talep etmemeleri gerekirken (En'am Suresi, 90), bu ahlaka uygun davranmayacaklardır. Peygamberimiz (sav), bu zihniyet içinde olan kişilerin ahir zamanda din ahlakına karşı olan deccaliyet sisteminin hizmetinde olacaklarını da haber vermiştir. Bilindiği gibi Peygamberimiz (sav) diğer bir hadisinde de ahir zamanda bazı sözde alimlerin deccaliyetin emrine gireceğini bildirmiştir:
ÜMMETİMDEN BAŞI SARIKLI YETMİŞ BİN ALİM KİŞİ, DECCALE TABİ OLACAKLAR.(İmam Ahmed Bin Hanbel, Müsned, sf. 796)
Bu hadisler Hz. Mehdi (a.s.)'ın zuhur edeceği dönem olan Hicri 1400'lerde, gizliden gizliye Müslümanların şevkini kırmaya çalışarak, dinde olmayan hurafe ve bidatleri dindenmiş gibi göstererek ve fitne çıkararak deccaliyet sistemini destekleyen, Kuran ahlakından uzak, dini kendi çıkarları için kullanma amacı taşıyan, İslam ahlakının hakim olmasını istemeyen kötü niyetli sözde din adamlarının varlığını açık bir şekilde haber vermektedir.
HZ. MEHDİ (AS) ZAMANINDA SAÇI TIRAŞLI BAZI SAHTE ALİMLER ORTAYA ÇIKACAK, DİN HAKKINDAKİ AÇIKLAMALARIYLA İSLAM AHLAKINDAN SAPACAKLARDIR
Hz. Ali (ra)'dan:
Ahir zamanda öyle bir kavim meydana çıkacak ki KURAN OKUYACAKLAR FAKAT BOĞAZLARINDAN AŞAĞIYA GEÇMEYECEK. DİNDEN OKUN YAYDAN ÇIKMASI GİBİ ÇIKACAKLAR. ONLARLA MÜCADELE ETMEK HER BİR MÜSLÜMAN İÇİN BİR HAKTIR. GÖRÜNÜMLERİNDE SAÇLARI TIRAŞLIDIR.(Hadislerle Hz. Ali, İmam Nesai, Ebu Abdurrahman Ahmed Bin Şuayb, sf. 142)
Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi (as) zamanında yani ahir zamanda yaşayacak bazı sözde din alimlerine dikkat çekmiştir. Söz konusu hadislerden biri de Hz. Ali (ra)'dan rivayet edilmiştir. Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz (sav), söz konusu kişilerin Arapçayı kaideli ve şeddeli konuşmaları, Kuran'ı tecvidli okumaları ile övünen ancak dinin hükümlerini uygulamaya, Kuran'ın ayetlerini doğru anlayıp yaşamaya geldiğinde bu konuda son derece samimiyetsiz bir yol benimseyen kişiler olduklarını ifade etmiştir. Peygamberimiz (sav) bu kişilerin durumlarını "... Kuran'ı okuyacaklar fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek..." şeklinde ifade etmiştir. Söz konusu sahte din alimleri yaptıkları işler ve söyledikleri sözlerle fark etmeden Kuran'ın hak yolundan tamamen çıkacaklardır. Bu kişiler İslam'ın hakimiyetinden bahsedemeyecekler, Müslümanların şevklerini gayretlerini kırma amacında olacaklardır. Samimi Müslümanlara has, Allah'tan ümitvar olan ve teslimiyetli ruhtan uzaklaşacaklar ve olaylara cahiliye insanına ait yüzeysel bir gözle bakacaklardır. Söyledikleri sözler Kuran'la, İslam ahlakıyla çelişecektir. Gerçek Müslümanlar bir taraftan Allah'ı ve dini inkar edenlerle fikri bir mücadele içindeyken bir yandan da din ahlakının hakimiyetini gizlemeye ve Müslümanlar arasında fitne fesat çıkmasına çalışan bu zihniyetteki insanlarla bir mücadele içinde olacaklardır. Peygamberimiz (sav) hadisinde bu kişilerle ilmi bir mücadelede bulunmayı her Müslümanın görevi olarak bildirmiştir. Bir de ahir zamanda bu kişilerin Müslümanlarca tanınması için Peygamberimiz (sav) onların saç şekilleriyle ilgili bir bilgi de vermiştir.
AHİR ZAMANDA KURAN'I ÇOK İYİ BİLEN SAÇI TIRAŞLI BAZI KİMSELER ÇIKACAK, BU KİŞİLER KURAN AHLAKINA KARŞI BÜYÜK BİR MÜCADELE VERECEKLERDİR
"DOĞUDAN BAŞLARI TIRAŞLI KAVİMLER ÇIKACAK; DİLLERİ İLE KUR'ÂN OKUYACAKLAR (FAKAT) BOĞAZLARINDAN AŞAĞI GEÇMEYECEK. ONLAR DİNDEN, YAYDAN OKUN ÇIKTIĞI GİBİ ÇIKACAKLAR."(Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 6294)
Peygamberimiz (sav), ahir zamanda Kuran'ı çok iyi bilen, saçları tıraş edilmiş bazı kişilerin ortaya çıkacağını haber vermiştir. Ancak bu kişiler yaptıkları izahlar ve açıklamalarıyla dini savunuyor görünseler de konuşmaları, yaptıkları açıklamalar, dine ekledikleri bidatler ve çarpık din anlayışları ile adeta yayın oktan çıkması gibi, İslam dininden uzak olacaklardır. Bu anlayışlarıyla Kuran'a ve samimi Müslümanlara karşı mücadele eden bir tavır içerisinde olacaklardır.
TAYLASANLI 70 BİN ALİM HZ. MEHDİ (AS)'A KARŞI DECCALE DESTEK VERECEKLERDİR
1. Resulullah (sav) buyurdu: Deccal Ispahan (isfahan) yahudilerden çıkacaktır. Onunla beraber başlarında sarıklı 70 bin yahudi vardır.(El-kütüb's-sitte ve süruhuha, müsnedu  Ahmed B-Hanbel 3-4,  Tunus: Daru Sahnun, 1992. 22.c (s. 503, 447)
2. 1816. Yine Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "İsfahanYahudilerinden taylasanlı (Başa ve boyna sarılan şal. * Başa sarılan sarığın omuzlar üzerine salıverilen ucu)  yetmiş bin kişi deccâlin ardından gider." (Sahih-i Müslim,  cilt: 8, s. 500)
3. Resulullah (sav): ÜMMETİMDEN BAŞLARI SARIKLI 70 BİN KİŞİ DECCALA TABİİ OLACAKTIR. (Ebu Bekir Abdürrazzak b. Hemmam, Abdürrazzak es San'ani, El Musaannef, XI, 393)
Ünlü İslam alimi Süyûtî Hazretleri, yuvarlak taylasan Yahudi kıyafeti olsa bile Resûl-i Ekrem'in de daha farklı tipte taylasan giydiğini ifade etmiştir. Görüşünü ispat etmek için de El-Ehâdîsü'l-hisân fî fazli't-taylasan adlı bir risâle yazmıştır.
HZ. MEHDİ (AS) DÖNEMİNDEKİ BİR KISIM CAHİL MÜSLÜMANLARIN KONUMU
Amr bin sad'dan:
HALKI (ZAHİRDE) BENİM EVLADIMA DAVET ETSELER DE, BENİM EVLADIMDAN UZAK OLURLAR. BU ÖYLE KÖTÜ BİR TOPLULUKTUR Kİ AHLAKLARI YOKTUR. ZORBALARA MUSALLATTIRLAR, CABBARLARA FİTNEYİ ÖĞRETİRLER, HAKİMLERE KAN DÖKTÜRÜRLER. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 170)
BEDİÜZZAMAN MEHDİLİK KONUSUNU REDDEDENLERİN 'İMANLARI ZAYIF VE ENANİYETLERİ KAVİ' KİMSELER OLDUKLARINI BELİRTMİŞTİR
Kıyamet alâmetlerinden ve âhir zaman vukuatından (olaylarından) ve Bâzı a'malin (amellerin) fazilet ve sevablarından bahseden hâdîs-i şerife güzelce anlaşılmadığından, akıllarına güvenen BİR KISIM EHL-İ İLİM (ilim sahibi), onların bir kısmına zaîf (zayıf) veya mevzu (hadis) demişler.İMANI ZAYIF VE ENANİYETİ KAVİ BİR KISIM da (aklını beğenen, kendini büyük, kusursuz ve üstün gören; ve adeta kendi nefsini putlaştıran kişiler de (Allah'ı tenzih ederiz)), İnkâra kadar gitmişler." (Sözler, s. 355)
Bediüzzaman Said Nursi, enaniyeti güçlü, imanı zayıf, maddeci görüşlere saplanmış bir kısım cahil din alimlerinin, Hz. Mehdi (as)'ın gelmeyeceği konusunda mücadele edeceklerini haber vermiştir. Bediüzzaman "enaniyetleri kavi" sözleriyle bu kişilerin aklını beğenen, kendini büyük, kusursuz ve üstün gören; ve adeta kendi nefsini putlaştıran kimseler olduklarına dikkat çekmiştir (Allah'ı tenzih ederiz). "İmanı zayıf" sözleriyle ise, bu bakış açılarının, söz konusu din alimlerinin Allah inançlarının zayıf olmasından, dine karşı da kuşkulu olmalarından, dini bir meslek ya da itibar vesilesi olarak görmelerinden kaynaklandığını belirtmiştir.
Ancak söz konusu kişilerin Hz. Mehdi (as)'ın gelmeyeceği konusundaki inançları, Hz. Mehdi (as)'ın geliş alametlerinden biridir ve Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının çok yaklaştığını gösteren bir gelişmedir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışından önce bazı kimselerin "Hz. Mehdi gelmeyecekmiş, Hz. Mehdi yokmuş" gibi sözler sarf etmelerinin ya da Mehdiyet konusunu reddetmelerinin Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden biri olduğunu bildirmiştir. Bu hadislerden biri şöyledir:

"İnsanların ümitsiz olduğu ve "HİÇ HZ. MEHDİ FALAN YOKMUŞ" dediği bir sırada Allah Hz. Mehdi (as)'ı gönderir..." (Ali Bin Husameddin el-Muttaki, Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder